2 Bayezid Dönemi önemli olayları özet maddeler halinde ders notu konu anlatımı
Bu da kendisi için tehlikeli olabilirdi. Venedikliler’e de aynı teklifte bulunan Şah İsmail’in elçileri Venedik’ten yardım cevabı aldılar. Fakat Venedik, Osmanlı Devleti ile doğrudan bir savaşı göze alamayıp, yapılacak bir savaşta destek vermeyi kabul etti. Deniz gücü olmayan ve tamamıyla bir kara devleti olan Safeviler Venedik’in deniz gücünden yararlanmak istiyorlardı. Yakın Doğu’nun iki büyük Türk devleti olan Osmanlı ile Memlûk arasındaki sınırı Fırat Nehri ve Toros Dağları belirliyordu. Bir zamanlar Orta Anadolu’ya kadar varan Memlûk nüfuzu, artık Toroslar’ın gerisine itilmişti. Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı ve Çukurova’yı elinde tutan Ramazanoğulları Memlüklüler’in hâkimiyetinde, buna karşılık Dulkadiroğulları ise Osmanlılar’ın hakimiyetindeydi.
Üst pencereler, yanlarda, her kemerin İçinde ikişer adettir. Son cemaat yeri tarafında, mahfil üstünde üç tane bulunmaktadır. Mihrap duvarında üç adet sivri kemerli ve bir tane yuvarlak pencere vardır, küçük yan kubbelerin altında ise ikişer adet pencere bulunmaktadır. Kubbeyi taşıyan büyük yan kemer içlerinde, üstte içi yuvarlak sekiz pencere vardır7. Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. Maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir. Şah İsmail Safevî, Diyarbakır ve Taşkent arasında uzanan geniş topraklara hâkim olmak istiyordu. Osmanlı Devleti’nden Doğu Anadolu’yu almak isteyen Şah İsmail, Anadolu’ya kendi adamlannı gönderdi. Anadolu’daki Türkmenleri kazanmak ve kendi ta-raflanna çekmek isteyen Şah İsmail’in adamları yoğun bir propaganda faaliyetine başladılar.
Zira Trabzon sancak beyi Şehzade Selim, anne tarafından Dulkadir Beyi Alaüddevle Bozkurt Bey ile akrabaydı. Şehzade Selim ve Şehzade Korkut Alaüddevle Bozkurt Bey’in kızı olan aynı anneden dünyaya gelmişti. Babası Bayezid bile hiçbir şey yapmamışken Şehzade Selim’in bu hareketi gözlerin ona çevrilmesine neden oldu. II. Bayezid minyatürü1486 yılı Ocak ayında Anadolu Beylerbeyi Hersekzade Ahmet Paşa, Çukurova’yı tekrar almak için Gülek Boğazı’nı geçerek Memlüklüler’in önüne çıktı. 1 yıllık esaret hayatından sonra serbest bırakılan paşa İstanbul’a döndü. Memluk sultanı Kayıtbay savaşın sona ermesi için barış teklifi yapsa da kaybetmeye alışık olmayan Osmanlı devlet adamları barışa razı olmadılar.
En küçük şehzade Şehenşah’ın annesi Karamanoğlu sülalesindendi ve bu nedenle Konya valiliğini yürütüyordu. 10 Eylül 1509’da Memalik-i Rum adı verilen Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve çevresinden başlayıp 45 gün şiddetle devam eden depremde halk, 2 ay kadar çadırlarda yaşadı. Bu deprem, aynı şiddette İstanbul ve Edirne’de de meydana geldi. 14 Eylül 1509’da İstanbul, Osmanlı tarihinin kaydettiği en şiddetli depreme maruz kaldı. Küçük kıyamet (Kıyamet-i Suğra) denilen bu depremde İstanbul’da 109 cami ve mescit ile bin 70 ev kullanılamaz hâle geldi. Halktan da 5 bin kadar insan yaşamını yitirdi. Binlerce insan yıkıntılar altında gömülü kaldı. Köpürmüş ve azgın bir hal almış olan deniz dalgaları, İstanbul ve Galata surlarını aşarak sokaklarda tufan meydana getirdi. Sultan II. Bayezid, sarayının duvarlarına güvenemediğinden bahçesinde gayet hafif ve tehlikesiz bir çadır kurdurarak orada 10 gün kadar ikamet etti.
Aynı zamanda Ankara sancak beyini de yanına çekmeyi başarmıştı. Cem Sultan’ın Konya ile Ankara’ya karşı bizzat giriştiği taarruz başarısızlıkla neticelendi. Bunun üzerine önce Akşehir’e sonra da Kasım Bey ile birlikte Taşeli’ne çekilmek zorunda kaldı. Konya Ereğlisi’ne gelen Bayezid’le yeniden görüşmelere başladı. Bayezid, Cem Sultan’nın Kudüs’te oturmasını teklif etti. Osmanlı topraklarında hakim olacağı bir bölgenin kendisine tahsis edilmesi hususunda ısrar eden Cem Sultan teklifi reddetti. Bunun üzerine Kasım Bey’in teşviki ile Cem Sultan, Rodos Şövalyeleri’ne müracaat etmeye karar verdi. Osmanlı Devlcti’nin Akdeniz hâkimiyetine önem veren Sultan II. Beyazıt, Endülüs’teki Müslümanları İspanyol zulmünden korumak ve kurtarmak istedi.
İtalya’dan geri çekilme[değiştir | kaynağı değiştir]
Suriye’yi elde tutmak için Çukurova’da yerleşmek ve hâkim olmak için Fırat ötesi ülkeleri ellerinde bulundurmak istiyorlardı. Her iki Türk devletinin jeopolitik bakımdan menfaatleri Çukurova’da çatışıyordu. Bu çerezleri web sitenizde çalıştırmadan önce kullanıcının onayını almanız zorunludur. 16 Ağustos’ta ise Koron’nun yine karşı koymadan teslim olması ile Venedik’in Yunanistan ile hiçbir bağlantısı kalmadı. 3 Aralık 1500 tarihinde Venedik donanması Navarin önlerine kadar geldi. Venediklilerce ele geçirilen bir Hıristiyan Arnavut kale kapısını onlara açtı. Venedikliler böylece Navarin’i ele geçirdiklerini zannederken Kemal Reis 30 savaş gemisi ile limana girdi ve 8 Venedik gemisini ele geçirdi.
Mısır meliki ve Leh kralı ile yapılan savaşlarda kesin ve müspet bir netice alınamadı. İkinci Bayezit’in saltanatı sırasında büyük muzafferiyetler kaydedilmez. Beyazıt, ayrıca bilinen adıyla Sultân Bayezid-î Velî, Osmanlı İmparatorluğu’nun sekizinci padişahıdır. Islamveihsan.com altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.
Tarih Dersleri Yıllık Planları 2022 / 2023
Bunun üzerine Şehzade Ahmed İstanbul’a giremedi ve Maltepe’den geri dönmek zorunda kaldı. Amasya’ya döneceği yerde Konya’ya geçen Şehzade Ahmed burada padişahlığını ilan ederek babasının orduya söz geçiremediğini iddia etti. Şehzade Ahmed’in açıkça müddei sıfatını takınması üzerine ulema yüzünü Ahmed’den çevirdi. 7 Temmuz’da donanmanın geldiği Modon’a ardından bizzat padişah komutasındaki ordu gelerek kaleyi kuşatmıştır. 24 Temmuz’da Venedik donanması muhasaranın kaldırılması maksadıyla hücuma geçse de Kemal Reis tarafından geri püskürtülmüşlerdi. Kale Venedikliler’e mahsus olan bir şekilde savunulmuş, lakin 10 Ağustos 1500’de düşmüştü. Modon’un çetin mukavemetine rağmen düşürülmesi, bu kalenin yakınlarında bulunan Koron ve Navarin kalelerinin de sonunu gösteriyordu. Bosna sancakbeyi ve aynı zamanda akıncı komutanı olan şair Yakup Paşa, Sultan Bayezid Amasya’da şehzade iken babası Fatih’in temsilcisi olarak Sultan’ın yanında bulunmuştu. Bayezid tahta geçince Yakup Paşa’yı, önce oğlu Şehzade Alemşah’a atabey, sonra da Bosna beyliğine tayin etti. Bayezid minyatürüBu son yenilgi üzerine Sultan Bayezid bir sefer-i hümayun başlatmayı düşündü ve bu Sultan Kayıtbay’ı çok endişelendirdi. Zira o zamana kadar topyekûn bir savaşta Osmanlı Devleti’ni sadece Timur yenebilmişti. İki ülke de aldıkları toprakları iade ettiler.
{
Beyazıt’ın Takvası
|}
Bu olaylar üzerine Şehzade Ahmed’i desteklemekten vazgeçen Sultan küçük oğlu Selim lehine bir name yazarak onu İstanbul’a davet etti. 1502’de Akkoyunlular’ın Tebriz’i kaybetmesinden sonra İran tahtına başka bir Türk hanedanı olan Safeviler geçti. Olayı önemli kılan ise Safevilerin Şii mezhebine mensup olmalarıydı. Akkoyunlu ve Trabzon Rum Devleti ile akrabalık ilişkileri kuran Safeviler böylece siyasi hayata atılmışlardı. 200 parçalık büyük Venedik Donanması Osmanlı donanması’nı Mora sularından uzaklaştırmak maksadıyla Modon açıklarına gelmişti. Donanmanın başında Amiral Antonio Grimaldi vardı. Mora’nın güneybatı ucundaki Gallo Burnu’nun açıklarında iki dev Donanma karşı karşıya geldi. Osmanlı donanması’nı Kemal Reis idare ediyordu.
1492 senesinde Müslümanların yanı sıra 150 bin kadar Yahudi de Osmanlı topraklarında yerleştirilmiş oldu. Doğum yeri, bugün Yunanistan sınırları içindeki, o zamanlarda ise Edirne’ye bağlı bir kaza merkezi olanDimetoka’dakiDimetoka Sarayı’dır. Bu arada İran hükümdarı Şah İsmail’in kışkırttığı bir Anadolu isyanı da güçbela bastırıldı ve isyanın elebaşısı olan Şah Kulu öldürüldü. Ordunun bu adaletine karşılık Türk akıncıları Macaristan, Bosna ve Mora’da değerli savaşlar yaptılar. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. Konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. ” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.